3 Temmuz 2010 Cumartesi

handayim @ hollandadayim, 03.07.2010





han dayim@ hollanda dayim

03.07.2010

saat 5:30 da kalkan uçağım saat 8:30'da Amsterdam'a indi. Değişik bir hava alanı var daha çok hareketli bir caddeyi andırıyor. Buradan her yere trenle ulaşabiliyorsunuz. Ama tren olayı biraz karışık çünkü tüm tabelalar Dutch'ça yazılmış valizle doğru peronu bulmak için biraz uğraştım. Çok sık ve farklı peronlarda farklı trenler var.Nijmegen trenine binince biraz rahatladım açıkçası. Amsterdam'dan Nijmegen'e 19E ya gidebiliyorsunuz. Yolculuk 1 saat 30 dak. sürüyor. Nijmegen'de inince Ayşegül beni karşıladı. Birlikte kalacağım eve gittik. Bir sonraki yazımda size evimden ve ev sahiplerimden söz edeceğim.

Burada beni etkileyen ilk şey uçak hava alanına inişe geçtiğinde gördüğüm tarlalar oldu. Tüm tarlalar dikdörtgen olarak çevrelenmişti oysa Türkiye'de havadan bakınca tam bir kaos görüyorsunuz. Şehirde de aynı düzen devam etmekte. Örneğin özgür bir sanat eseri sayılan grifiti istasyonlar boyunca devam ediyor. ama hepsi birer sanat eserine dönüşmüş. Türkiye'deki kaosu burada görmüyorsunuz.


H.Dayı, "Gol Sevinci", Hollanda, 2010






İlk iki gün hava inanılmaz sıcak ve nemliydi. Burada kışlar sert geçtiğinden güneşi görenlerin hepsi dışarı çıkmışlardı.Biz de Ayşegül'le oturup bir cafede birşeyler içtik. yanında yiyecek söyledik. Oldukça değişikti. Biri bizim sigara böreğine benziyor. Diğerine ise meatball diyorlar ama içinde ne var onu anlayamadım. Yine de yedim. Su istediğinizde ise bardakta çeşme suyu geliyor. Ben batıda suyun temiz olmadığını düşünüyordum oysa herkes bunu içiyor.


Dün akşam ise Hollanda maçı vardı. Futboldan nefret eden biri olduğum halde 90 dakika güneşte ,ayakta ve bira içerek maçı seyrettim.(Bu arada maç nedeniyle çoğu zaman sinir ettiğim sevgili kocamdan da özür diliyorum.Beni görse gözleri yaşarırdı.)Bu Hollandalılar ilginç insanlar süper rahatlar çılgın gibi eğleniyorlar ama herşey inanılmaz dozunda tüm alanda yapılan en büyük çılgınlık biraların havaya savrulmasıydı.Gol sevincini genellikle öpüşerek kutladılar. Türkiye'yi düşününce tuhaf geliyor. Maç heyecanı gece de devam etti çünkü Burada hava saat 11'de kararıyor. Bu nedenle gece kavramı farklı.




Hollanda da ulaşım bisikletle sağlanıyor. Harika birşey heryerde, heryaşta insan bisiklete biniyor. Antalya'da bu yapılabilir diye düşünüyorum. Yollar bu şekilde planlanmış ancak burada kiralık bulmak çok zor. Evsahiplerim çok iyi insanlar bana bir bisiklet verdiler. Şimdi artık benim de bir bisikletim var.



Yazacak çok şey var. Zaman zaman deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdilik bukadar :)